Herkese iyi günler değerli okurlar. Kendime notlar serisine yazı yazarken bazen geçmişte yaptıklarım üzerine bazense bu gün yaptıklarım üzerine kendime notlar düşüyorum. Bu yazıdaysa hem geçmişime hem geleceğime bazı notlar düşmek istedim. Hayat muhteşem bir döngü üzerine kurulmuş; bazen bir kelebeğin narin vücudu kadar kırılgan bazense uçurumun kenarında tutunan ağaç kadar güçlü. Bu kadar güzel bir denge üzerinde kurulu hayatta yeteri kadar felsefesini hayatıma soktuğumdan beri çok daha mutlu ve çok daha huzurluyum.
Yeteri Kadar Yaşamak Zordur
Evet ilk başta yeteri kadar yaşamanın ne kadar zor olduğunu kabul ediyorum çünkü her şeyi yeteri kadar bir denge içerisinde yaşamak; aşırıya kaçmamak ve yoksunluk derecesinde kalmamak ve her şeyi böyle bir düzen ve intizam içerisinde yaşamak gerçekten zor. Çünkü yeteri kadar yaşamaktan kastım hayattaki her şeyi yeteri kadar yapmaktan geçiyor. Örnek vermem gerekirse yeteri kadar birikim ve tasarruf yapmak gibi; evet tasarruf yapmam gerekiyor ve birikim yapmam gerekiyor çünkü gelecekte bunları değerlendirmem gerekiyor. Lakin bunu cimrilik derecesinde tüm hayatı kaçırarak değil ya da amaan yarını göreceğimin garantisi yok ne tasarrufu ne birikimi diyerek de değil. Yeteri kadar yapmak en makul olanıdır. Buradan yola çıkarak hayattaki her şeyi yeteri kadar yapmanın ve yaşamanın huzur ver mutluluğu hiçbir şeyde yok. Kötü olaylara yeteri kadar üzülmek, yeteri kadar sevinmek, yeteri kadar yemek, yeteri kadar spor yapmak ve yeteri kadar çalışmak gibi. Genel bir tabir ile ''her şeyin fazlası zarardır'' ne kadar doğruysa ''her şeyin yoksunluğu zarardır'' da doğrudur diyebiliriz. Bu sebepten ötürü hayatımda bir şeylerin yeteri kadar olduğunu tespit edebilmek benim için önemli.
Ne Kadarı Yeterli?
Yeteri kadar yaşamayı hayat felsefesi edindikten sonra mutlaka çözülmesi gereken konu da bir şeyin ne kadarı yeterli olacaktır. Örneğin çok sevdiğimiz bir ilişkimiz bir sebepten dolayı bitti. Ne kadar kötü bir durum değil mi? İnsanız en nihayetinde ve belki bir müddet üzülmemiz gerekiyor. Fakat bu durum bizi ne kadar üzmeli? Bu acı ayrılık karşısında ne kadar acı çekmeli? Tabi ki bu soruya 3 gün 1 hafta gibi bir zaman vermek kadar saçma bir cevap olamaz lakin bu soruya şöyle cevaplar verebiliriz. Nasıl bir ilişkiden çıktığını bir sen bir de belki çevren biliyor. Bu durum karşısında ne kadar üzüleceğinin cevabı da tabi ki sende. Ancak hayatın devam ettiğinin ve bu ayrılığın ne ilk ne de son olacağını bilmek bu soruya cevap vermeyi kolaylaştıracak
doneler. İşte bu ve bunun gibi tecrübeler zaten insana yeteri kadar felsefesinde yardımcı oluyor. Ancak sürekli bir şeylerden korkarak ya da bir şeyleri tecrübe etmekten çekinerek maalesef yeteri kadar felsefesini hayatınıza entegre edemezsiniz. Bazen bazı durumlara abartılı reaksiyonlar verdiğimi gözlemliyorum. Olaylar bittikten sonra bu kadar öfkelenmeme gerek yoktu, bu kadar üzülmeme gerek yoktu ya da bu kadar naif davranmama gerek yoktu gibi tepkilerden bahsediyorum. İşte bu gibi durumları minimuma indirmek için zaten yeteri kadar felsefesini hayatımda kullanmaya özen gösteriyorum.
Yeteri kadar felsefesinde; bardağın dolu tarafından olaylara bakmak ya da pozitif olmak gibi bir beklentim yok. Çünkü böyle bir beklentiye ihtiyacım yok. Bir şeyi yeteri kadar yaptıysam pişmanlığım olmuyor. Ancak bir şeyi eksik ya da fazla yaptıysam pişmanlık duyarım. Bunun için yeteri kadar sevmeyi, yeteri kadar üzülmeyi, yeteri kadar gezmeyi, yeteri kadar yaşamayı vs. tercih ediyorum. Umarım hayatımın geri kalanında da her duruma karşı yeteri kadar duygusal davranmayı başarabilirim. Kendinize çok iyi bakın hoşça kalın.
Kendime Not : Yeteri Kadar Yaşa |
0Yorumlar
Lütfen yorum yaparken saygı sınırlarını aşmayın.