Türkiye'de Siyasetin Geldiği Son Nokta

 Herkese iyi günler değerli okurlar bu yazımda Türkiye'de siyasetin geçmişten günümüze geldiği durumu ve siyasetin insanların hayatına olan etkilerini konuşalım istiyorum. Siyaset konusunda bazılarının düşüncesi yaşın yettiği kadar konuş derler fakat bildiğiniz gibi teknoloji çağındayız ve geriye dönük arşivlere ve doğru bilgiye ulaşabileceğimiz imkanların fazla olması sebebiyle ve benimde araştırmaya olan merakım ve sevgimden kaynaklı bu konuda bir iki kelam edecek kadar konuşacak cüreti kendimde buluyorum açıkçası. Aman ne kadar uzun cümle kurdum muhtemelen bunu söylerken nefes almak zorunda kalırdım :) 

Geçmiş Dönem Türkiye Siyasi Durumu

Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi konumdan tutun geçmişte verilen tüm kararlar bu gün dahi ülkenin siyasetini olumlu veya olumsuz yönde etkilemekte. Ayrıca ekonomik krizler, darbeler ve iktidar değişimleri de ülkenin siyasetine yön veren olaylar arasındadır. Siyasi karışıklıkların ve ekonomik krizlerin zemin hazırladığı ve Kenan Evren liderliğinde gerçekleşen 80 darbesi sonrası 82 anayasası kabul edilmiş ve askeri dönemin etkileri oldukça uzun bir dönem devam etmişti. 90 ve 2000 dönemlerinde ekonomik reformlarla önemli olumlu değişimler yaşanmış ve 2002 yılı itibariyle Ak partinin iktidara gelmesiyle bu günlerimizin temeli atılmış oldu. Geçmiş dönem siyasi değişim ve gelişimleri hızlı geçtiğimin farkındayım ancak yıllardır mevcut iktidar olan Ak partinin günümüz siyasetine olan etkilerini detaylı işleyeceğim için sizleri bunaltmak istemiyorum. 

Ak Parti Sonrası Türkiye'nin Siyasi Değişimi 

2002 yılında kurulan adalet ve kalkınma partisi (AKP) Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısında köklü değişiklikler gerçekleştirdi ve günümüz Türkiye siyasi konumuna zemin hazırladı. Özellikle toplumun sağ kesimine hitap ederek iktidar olan ak parti mevcut dönem şartları içerisinde ekonomik büyüme, altyapı projeleri, yap işlet devret ve inşaata dayalı bir ekosistem kurup Türkiye'nin dünyada dağılan paradan nasibini almasını sağladı. İktidara gelinen dönemlerde dünya genelinde negatif faizlerin de etkisiyle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere dağılıyor ve bu ülkelere sıcak para girişleri yaşanıyordu. Ancak ak partinin inşaat sektörüne vermiş olduğu ağırlık ile ülke hızlı bir ekonomik büyüme ve istikrar yakalamışken bu maalesef sürdürülebilir bir politika değildi ve nitekim ülkeye giren bu sıcak para zaman içerisinde güven ortamının da bozulmasıyla yavaş yavaş buradan ayrılmaya başlamıştı. Bu konuda ünlü ekonomist Samuel Vanunu'nun da dediği gibi : ''Para ürkek bakire gibidir, ilk tıkırtıda bozulur.'' sözü aklıma geliyor doğrusu :) Bu gün Arjantin ekonomisine baktığımızda Türkiye'nin gelmiş olduğu durumu gözlemlemek çok da zor değil...

Siyasetin Getirdiği Ekonomik ve Toplumsal Zorluklar 

Tabi her dönemin siyasetinde yaşanabilecek olası senaryolar gibi iyinin peşine gelecek kötü dönem çok uzun sürmedi ve gerek kötü yönetim gerek yanlış verilen kararlar ve gerekse dış politikada tutarsızlık ülkenin siyasetini hızla negatife çekmişti bile. Ak parti dönemiyle birlikte başkanlık sistemine geçişin ardından, Türk halkı ekonomik zorluklar ve toplumsal ayrılıklar yaşayarak gerginliklere müsait bir hale gelmişti. Özellikle son dönemde iyice artan enflasyonla birlikte, artan işsizlik ve ekonomik sorunlar da derinleşmişti. Ayrıca oluşturulan bu kötü siyasi zeminin üzerine patlak veren COVID-19 pandemisi ile birlikte zaten ekonomik zorluklarla güçlükle uğraşabilen Türk halkı iyice yoksulluk sınırında dibi zorluyordu. Tüm bunlar yaşanırken bir yana dursun gelin biraz da ülkenin siyasetinde muhalefetin yerine değinelim. 

Türkiye Siyasetinde Muhalefetin Son Durumu

Sadece günümüz şartlarında iki temel sorunu ele alan siyaset ile seçim kazanmak çok kolay görülürken muhalefet ülkenin temel iki probleminin dışında her konuya değinmeyi unutmuyordu. Sadece halkın enflasyon ve geçim derdi sorunu ve ülkenin mülteci problemi üzerinden yapılacak siyaset son seçimi kazandıracakken Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde altılı masa diye akıllara ziyan bir oluşum kuruldu ve maalesef Türk halkı kaderine terk edildi. Kendi seçmeni tarafından bile öfkeyle karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu; kendi istekleri ve koltuğuna olan sevdası sebebiyle seçimi kazanabilecek diğer adayların önünü kesti. Kaçınılmaz bir şekilde son seçim kaybedildi ve ardından Kemal Kılıçdaroğlu kendisinden istifası bekleniyorken bunu da yapmayarak yine girdiği son seçimi de Özgür Özel'e kaybederek CHP'nin başından ayrıldı. Lakin bu toplumun maalesef çekilecek çilesi bitmiyordu ki gelen gidenden daha beter oldu ve Özgür Özel ekoseli ceketiyle CHP'nin başına geçti :) Üzgünüm ki bu ülkede muhalefetin basiretsizliği ve iş bilmezliği ile Türkiye uzun zamandır bir değişim yaşayamadı. Bu günün Türkiye şartlarının en büyük suçlusu benim gözümde muhalefettir. Ha diyeceksiniz ki Sinan hiç mi arabayı kullananın kabahati yok. Var elbet olmaz olur mu? Ancak toplum bu denli sorunla boğuşuyorken kişisel çıkarlarını boş verememek de en az arabayı kullanan kadar müdahale etmeyen olarak kabahati alır diyorum sadece. Konu siyaset olduğu zaman kesinlikle yeteri kadar sakin kalamadığımı itiraf etmeliyim lakin yazımın sonlarına geldiğim şu anlarda. Türk toplumunun yeteri kadar eziyet çektiğine bence artık herkes hemfikir dilerim ülkemiz eski güzel günlerine en kısa zamanda kavuşur. Hepinize iyi günler diliyorum kendinize çok iyi bakın. 

Türkiye'de Siyasetin Geldiği Son Nokta
Türkiye'de Siyasetin Geldiği Son Nokta

Yorum Gönder

0Yorumlar