Çok Gezen mi Bilir Çok Okuyan mı?

 Herkese iyi günler değerli okurlar bu yazımda klasik bir tartışma konusu olmuş ve bazen gündem olan ok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı bilir konusu üzerine bir deneme yazmak istiyorum. Konuyla bağlantılı hem kendi tecrübelerimden hem de bazı alıntılardan sizlere bahsedeceğim. 

Nasıl Okuyup Nasıl Gezdiğine Bağlı

Çok gezen mi çok okuyan mı? Konusu için birinci tezimiz nasıl yapıldığı üzerine olmalıdır. Çünkü bir şeyi çok yapmak ve o şeyi doğru yapmak arasında mühim farklar vardır. İster çok okuyun ister çok gezin fark etmez bunu bir şeyler öğrenmek için yapmıyorsanız zaten bu yaptıklarınızın bir önemi yok ki. Belki keyif almak, belki eğlenmek, belki de çok farklı bir beklenti ile yapıyor olabilirsiniz. Seyahatlerden pay biçelim; bir ülkeyi gezdim diyebilmek için o ülkenin üzerinden geçmek nasıl ki yetmiyorsa, bir konuyu anladım diyebilmek için de bir, iki kaynak okumak yetmiyor. Dolayısıyla çok gezerek ya da çok okuyarak bilmek ve öğrenmek istiyorsak öncelikle o yaptığımız aktiviteyi doğru şekilde yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Lakin yine de öğrenmenin sonunun olmadığı günümüz dünyasında bu konuyu bile tartışıyor ve üzerine konuşuyor olmamız da bir şeydir. 

çok gezen mi bilir çok okuyan mı
çok gezen mi bilir çok okuyan mı

Hem Okuyup Hem Gezerim

Sanırım bir insanın en iyi öğrenebileceği eğitim modeli bu olacaktır. Bunu şöyle anlamayın lütfen şehirler arası otobüste kitap okumak gibi değil :) Seyahat etmenin sizi okumaktan alı koymaması yani örneğin tatil için gittiğiniz şehirde denize gidip plaj kenarında da okumaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız ve okumak için orada bile vakit buluyorsanız hem gezip hem okuyorsunuz diyebiliriz. Askere gittiğim günleri hatırlıyorum da yanımda iyi ki kitap götürmüşüm dediğim o kadar çok zaman oldu ve bazen seyahatlerim esnasında; uçakta veya otobüste, telefonumda internet olmadığı zamanlarda sıkıntıdan çıkartıp okuduğum kitapların hikayesini en ince detayına kadar size anlatabilirim. Sanırım insan yapacak hiçbir şeyi kalmadığında kitaba sarılıyorsa daha istekli sokuyor kelimeleri hafızasına. Bu sebepten ötürü hiçbir seyahat, hiçbir tatil sizi okumaktan alıkoymasın çünkü en güzel öğrenmek bence hem okuyup hem gezmek. 

Sigara İçer gibi Boşlukları Doldurun

Sigara içenler iyi bilir sigara alışkanlığı tamamen boş kalan vakti doldurmak üzerine dayalıdır. Duraktasın otobüs bekliyorsun vakit var yak bir sigara, arkadaşının hazırlanmasını bekliyorsun yak bir tane daha sigara, bankada işlerin var ve önünde sıra var hemen çık yak bir sigara gibi örnekleri arttırabiliriz. İşte gezi ve seyahatler esnasında bu ve bunun gibi o kadar çok boş vakitler kalıyor ki o vakitleri kitap okuyarak doldurmak şahane bir fikir. Özellikle denemeler gibi, kısa hikayeler ya da sürekliliği olmayan konular üzerine birkaç sayfada farklı konu veya hikayenin işlendiği kitaplar bu zamanlar için mükemmel. Konu takibi olmadığı için her birkaç sayfada yeni bir hikayeye ya da konuya geçiyor, 10 dakikalık bir boşlukta bile okuyabiliyorsunuz. 

Her ne kadar bilmek beraberinde mutsuzluk getirir tezini savunan olsa da, şu sınırlı ömrümüzde öğrenebildiğimiz kadar şeyi öğrenmemiz gerektiğini savunuyorum. Bu dünya, bu evren ve hayatlarımız keşfedilmeyi bekleyen kocaman okyanus gibiler. Ne diye 60 belki 70 yıl ömrümü monoton bir hayata sığdırayım ki...

Yorum Gönder

0Yorumlar